Sen tutarlı değilsin.
- You are not consistent.
Onun davranışları sözleriyle tutarlı.
- Her behavior is consistent with her words.
Şirketimiz istikrarlı ücretler için karar verdi.
- Our company decided for consistent fees.
Fakirlere sürekli yardım etmeye gayret etti.
- He has consistently endeavored to help the poor.
Suç oranları son birkaç on yılda sürekli olarak düşüyor.
- Crime rates have been consistently decreasing over the past few decades.