Dilsel güzelliğin gelişmiş algısı hâlâ onda eksik.
- A developed perception of linguistic beauty is still lacking in her.
Hiç dilsel görecelik kavramını duydun mu?
- Have you ever heard of the concept of linguistic relativity?
Dilbilimsel sadelik mantıksızdır.
- Linguistic purism is unreasonable.
Bu kitap dilbilim hakkında değil.
- This book is not about linguistics.
Bu kitap yeni dilbilim teorisi ile ilgilenir.
- This book deals with the new theory of linguistics.
Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
Bilişimsel dil bilim öğrenimi yapmaktadır.
- He studies computational linguistics.
Dilbilimi dili tanımlamak için çalışan bir bilim dalıdır.
- Linguistics is a science that tries to describe language.
Benim branşım dilbilimi.
- My major is linguistics.
The message is that we need language features that deal with schematic and linguistic discrepancies.
The so-called linguistic turn. . . involved moving away from foundationalist assumptions of the primacy of logic and towards a more subtle recognition of the varied nature of language and of its deep influence, its pervasive implications across the range of human practices.