O, ona zaten âşık olmuştu.
- She was already in love with him.
Ona aşık olmuş gibi görünüyordu.
- She seemed to be in love with him.
Tom, Mary'ye delicesine aşık.
- Tom is infatuated with Mary.
O kadın sana delicesine aşık.
- That woman is infatuated with you.