Bu mümkün, ama olası değildir.
- It's possible, but not probable.
Onun ilk albümünün iyi satacağı olasıdır.
- It is probable that her first album will sell well.
Onun olması ne kadar muhtemel?
- How probable is that to happen?
Bu metin Latince olsaydı, onların zaten tercüme etmesi muhtemeldi.
- If this text had been in Latin, it is probable that they would have already translated it.
Bir sorun olması muhtemel değil.
- That isn't likely to be the problem.
Ben ırkçı değilim, ama ile başlayan her cümlenin gerçekten çok ırkçı olması muhtemeldir.
- Every sentence that starts with I'm not racist, but is likely to be very racist indeed.
Başarısız olması muhtemel.
- It is probable that he will fail.
Onun hasta olması muhtemeldir.
- It is probable that he is ill.
Onun yarın gelecek olması mümkün.
- It is probable that she will come tomorrow.
Bu mümkün, ama olası değildir.
- It's possible, but not probable.