Benimle o şekilde konuşma hakkını sana kim veriyor?
- What gives you the right to talk to me like that?
Bana o şekilde karşılık verme.
- Don't talk back to me like that.
Bunun gibi bir şey yapmalıyız.
- We should make something like that.
Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum.
- I wanna find something like that.
Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
- I don't know about things like that.
Ben asla öyle bir şey duymadım.
- I never heard anything like that.
Böyle konuşmak için aptal olmalı.
- He must be a fool to talk like that.
Sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin?
- How dare you speak to me like that?
Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum.
- I am interested in getting a hat like this.
Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
Bütünüyle bunun gibi bir şey hiç görmedim.
- I've never seen anything quite like this.
Hiç bunun gibi bir şey gördün mü?
- Have you ever seen anything like this?
İncil bunu bu şekilde yazmıştır.
- The Bible has it written like this.
Bu şekilde giyindiğim için üzgünüm.
- I'm sorry that I'm dressed like this.
senin gibi birini istiyorum.
O, tam senin gibi, iyi bir golfçü.
- He, just like you, is a good golfer.
Senin gibi bir kız arıyorum.
- I've been looking for a girl like you.
He was playing in the yard and, then, like that, he was gone.
And then the truck turned, the box fell out the back, and the truck just kept going. / Yea, like that..
... anything like that ...
... get from government and things like that. ...