like me

listen to the pronunciation of like me
Английский Язык - Турецкий язык
bencileyin
like that
o şekilde

Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın. - If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.

Patrona o şekilde karşı çıkman bayağı büyük cesaretti. - It was pretty ballsy of you to stand up to the boss like that.

like this
işte böyle
like that
işte böyle
like that
bunun gibi

Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim. - A little nap and, just like that, I'm as fresh as a daisy.

Bunun gibi hikayeler beni büyülüyor. - Stories like that fascinate me.

like that
öyle

Ben asla öyle bir şey duymadım. - I never heard anything like that.

Öyle şeyler konusunda bilgim yok. - I don't know about things like that.

like that
şöyle
like this
böyle

Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır. - Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.

Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar. - He often shuts himself up in the study and writes things like this.

like this
bunun gibi

Bunun gibi bir kamera almak istiyorum. - I would like to get a camera like this.

Bunun gibi bir şeyin olabileceğini her zaman biliyordum. - I've always known something like this might happen.

like this
bu şekilde

Bu şekilde giyindiğim için üzgünüm. - I'm sorry that I'm dressed like this.

Bunu bir daha asla bu şekilde yapma! - Never ever do it like this again!

like that
böyle

Bütün öğretmenler böyle davranmaz. - Not all teachers behave like that.

Sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin? - How dare you speak to me like that?

like this
hoş bu
like us
bizim gibi
like you
senin gibi

senin gibi birini istiyorum.

Keşke senin gibi şarkı söyleyebilsem. - I wish I could sing like you do.

O, tam senin gibi, iyi bir golfçü. - He, just like you, is a good golfer.

Английский Язык - Английский Язык

Определение like me в Английский Язык Английский Язык словарь

like that
Quickly; unexpectedly

He was playing in the yard and, then, like that, he was gone.

like that
Used to indicate agreement with another speaker's statement

And then the truck turned, the box fell out the back, and the truck just kept going. / Yea, like that..

like that
in the same way as that; similar to that
like this
similar to that thing or person; so, thus, in this manner
like me

    Турецкое произношение

    layk mi

    Произношение

    /ˈlīk ˈmē/ /ˈlaɪk ˈmiː/

    Видео

    ... So, sonically, it just smells like me. ...
    ... is like me can ginseng would you like to buy my unicorn ...
Избранное