Bu taş kaldırmak için çok ağır.
- This stone is too heavy to lift.
Onu kaldırmak için yeterince güçlüdür.
- He's strong enough to lift that.
Yangın durumunda, asansör kullanmayın.
- In case of fire, do not use the lift.
Annem asansörden korkar.
- My mother is afraid of lifts.
Bir parmağını bile kaldırmazdı.
- He wouldn't even lift a finger.
Bu masa Patty'nin kaldırması için çok ağırdı.
- This desk was too heavy for Patty to lift.
Bir parmağını bile kaldırmazdı.
- He wouldn't even lift a finger.
Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
- The policeman lifted the box carefully.
Bunu kaldırmama yardım eder misin?
- Can you help me lift this?
Onlar buzdolabını kaldırmak için bana yardım ettiler.
- They gave me a hand to lift the fridge.
The lift came into the shop dressed like a country gentleman, but was careful not to have a cloak about him, so that the tradesman could see he had no opportunity to conceal any goods about his person.
... have lifted entire generations of seniors out of poverty. ...
... them a different path in which those sanctions will be lifted and they'll be able to have ...