Kutuyu kaldırmak için bütün gücüyle çabaladı.
- He tried with all his might to lift the box.
Bu masa kaldırmak için çok ağırdı.
- This desk was too heavy to lift.
Asansörün otomatik bir kapısı var.
- The lift has an automatic door.
O asansör çok gürültü yapıyor.
- That lift makes a lot of noise.
Bir parmağını bile kaldırmazdı.
- He wouldn't even lift a finger.
Bu masa Patty'nin kaldırması için çok ağırdı.
- This desk was too heavy for Patty to lift.
Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.
- I forgot to lift the receiver before dialing the number.
Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
- The policeman lifted the box carefully.
Onlar buzdolabını kaldırmak için bana yardım ettiler.
- They gave me a hand to lift the fridge.
Paketi kaldırmama yardım et.
- Help me lift the package.
The lift came into the shop dressed like a country gentleman, but was careful not to have a cloak about him, so that the tradesman could see he had no opportunity to conceal any goods about his person.