Bebek şaşırtıcı bir biçimde canlı gibiydi.
- The doll was surprisingly lifelike.
Bebek şaşırtıcı bir biçimde canlı gibiydi.
- The doll was surprisingly lifelike.
Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
- The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı.
- He saved the boy at the risk of his own life.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
GDO'lu ürünler insan hayatı için tehlikelidir.
- Products with GMO are dangerous to human life.
Sana uzun bir ömür verebilirim.
- I can give you a long life.
Bilirsin çok şanslısın! Böyle bir şey bir ömür boyu sadece bir kez olur.
- You're very lucky you know! A such thing happen only once in a lifetime.
Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı.
- Layla's life as a wealthy lady was a mirage.
Bir kelebeğin ortalama yaşam süresi ne kadar?
- What's the average lifespan of a butterfly?
Japonya'da ortalama yaşam süresi nedir?
- What is the average life span in Japan?
Bu gemide kaç tane cankurtaran sandalı var.
- How many lifeboats are on this ship?
Kumsalda cankurtaran yok.
- There isn't a life guard at the beach.
Günlük yaşantından memnun musun?
- Are you satisfied with your daily life?
Bugünlerde gittikçe daha fazla insan kır yaşantısını şehir yaşantısına tercih ediyorlar.
- Nowadays more and more people prefer country life to city life.
Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- While there is life, there is hope.
Kısa sürede kendini köy hayatına alıştırdı.
- She soon adjusted herself to village life.
Pek çok dinler ölümden sonra hayat vadediyor.
- Very many religions promise life after death.
Leyla hayatını kurtarmak için harekete geçmek zorunda kaldı.
- Layla had to act to save her life.
Sami hayatını kurtarmak için harekete geçmek zorundaydı.
- Sami had to act to save his life.
Hayatımda en önemli kişi sizsiniz.
- You are the most important person in my life.
Bir kişinin hayatı geçici bir şeydir.
- The life of a person is a transient thing.
Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir.
- Health and vitality are important for long life.
Faturamızın gerçeğe uygun olduğunu düşünüyorum.
- I think that our bill is realistic.
Kendi canını tehlikeye atarak çocuğu kurtardı.
- He saved the child at the risk of his own life.
Onlar şehir hayatına can atıyorlar.
- They are longing for city life.
Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir.
- Health and vitality are important for long life.
Neredeyse her canlının en içgüdüsel davranışı küçüklerini korumaktır, ve insanlarda bu müdahale hayat boyu sürer.
- The most instinctive act of nearly every creature is to protect its young, and with humans, this response persists for a lifetime.
Bazı insanlar ölümden sonra ebedi hayata inanıyorlar.
- Some people believe in eternal life after death.
Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
- One's lifestyle is largely determined by money.
Bu Amerikan yaşam tarzıdır.
- This is the American way of life.
Zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız.
- Bullying is a serious problem, but we have to understand that setting out to eliminate it entirely isn't a realistic proposition.
Onun gerçekçi olduğunu sanmıyorum.
- I don't think that's realistic.
The robot was so lifelike, Jack could hardly tell it apart from his sister.
...I realize as never before how cheap and valueless a thing is life. Life seems a joke, a cruel, grim joke. You are a laughable incident or a terrifying one as you happen to be less powerful or more powerful than some other form of life which crosses your path; but as a rule you are of no moment whatsoever to anything but yourself. You are a comic little figure, hopping from the cradle to the grave. Yes, that is our trouble--we take ourselves too seriously; but Caprona should be a sure cure for that. She paused and laughed.
The life of this milk carton may be thousands of years in this landfill.
He gets up early in the morning, works all day long — even on weekends — and hardly sees his family. That's no life!.
She's my love, my life.
His life of the founder is finished, except for the title.
Scoring 1000 points is rewarded with an extra life.
And he is the life of the party at the Musgroves for precisely this reason: the navy has made him into a great storyteller.
I am thy father’s spirit; doom’d for a certain term to walk the night, and, for the day, confin’d to waste in fires till the foul crimes done in my days of nature are burnt and purg’d away.
- I am your father's spirit, doomed for a certain time to walk the night, and during the day I am confined to burn in fires, until the evil crimes I had done in my life are burnt and purged away.