Bu şarkı bana ilk aşkımın acısını hatırlatıyor
- Dieses Lied erinnert mich an meinen ersten Liebeskummer.
Müzik benim ilk aşkımdı ve son aşkım olarak kalacak!
- Musik war meine erste Liebe und sie wird auch meine letzte sein!
Aşk aşka nasıl aşık olabilir ki?
- Wie kann die Liebe die Liebe lieben?
Dünyada aşktan daha büyük bir gizem yoktur.
- Es gibt in der Welt kein größeres Mysterium als die Liebe.
Dünyada insanın çok fazla alıp veremeyeceği tek şey sevgidir.
- Die einzige Sache der Welt, von der man nie zu viel bekommen oder geben kann, ist Liebe.
Bizim ilişkimiz çok içten ve sevgi dolu.
- Unsere Beziehung ist sehr innig und liebevoll.
Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.
- Ich mag lieber Kaffee als Schwarztee.
Ben annemi seviyorum ve annem beni seviyor.
- Ich liebe meine Mutter, und meine Mutter liebt mich.
will-JB.
Fransa, seni seviyorum!
- Frankreich, ich liebe dich!
Seni seviyorum, Laurie.
- Ich liebe dich, Laurie.
Birbirlerini sevgi dolu öptüler.
- Die Liebenden küssten einander.
Özlemenin nasıl olduğunu unuttuğun an, sevgi bitmiş demektir.
- Die Liebe ist vorbei, wenn man vergessen hat, wie es ist, zu vermissen.
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
- Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
Mary benim için çok değerli.
- Mary is very dear to me.
Tom benim değerli bir arkadaşım.
- Tom is a dear friend of mine.
Frankly, my dear, I don't give a damn!
- Ehrlich gesagt, meine Liebe, kümmert es mich nicht die Bohne.
Do you love your dear little dog?
- Liebst du deinen lieben kleinen Hund?