Ruhsatın olmadan balık tutmaya gitmemelisin.
- You aren't supposed to go fishing without a license.
Ruhsatsız balık avlamaktan ceza yedim.
- I was fined for fishing without a license.
Posta ile lisansını alacaksın.
- You'll be receiving your license in the mail.
Topladığımız tüm cümleleri Creative Commons Attribution lisansı altında serbest bırakıyoruz.
- We're releasing all the sentences we collect under the Creative Commons Attribution license.
O, ona bir araba aldı, ama onun bir sürücü ehliyeti yoktu bu yüzden o onu hiçbir yere süremedi.
- She bought him a car, but he didn't have a driver's license so he couldn't drive it anywhere.
Bir araba sürebilmek için önce bir ehliyete sahip olmalısın.
- You must have a driver's license before you can drive a car.
Ehliyetine bakmama izin ver.
- Let me take a look at your driver's license.
Tom'un bir izin belgesi var mı?
- Does Tom have a license?
Tom'un bir izin belgesi var mı?
- Does Tom have a license?