Add a liberal sprinkling of salt.
He had a full education studying the liberal arts.
He was liberal with his compliments.
Her parents had liberal ideas about child-rearing.
A ruffian / Who hath indeed most like a liberall villaine, / Confest the vile encounters they have had.
Ben liberalizme inanmıyorum.
- I do not believe in liberalism.
Ben liberalizmin hayranım.
- I'm a fan of liberalism.
O, özgürlükçü bir terbiye aldı.
- He's had a liberal upbringing.
Senatör Kerry bir özgürlükçü olarak kabul edildi.
- Senator Kerry was considered a liberal.
Senatör Kerry bir özgürlükçü olarak kabul edildi.
- Senator Kerry was considered a liberal.
Genç insanların özgürlükçü görüşünü al.
- Take a liberal view of young people.
O parası ile cömerttir ve bir sürü hediyeler alır.
- He is liberal with his money and buys a lot of presents.
Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak.
- It will be four years before the definite result of beef liberalization emerges.
Liberaller Muhafazakarları suçladı ve Muhafazakarlar Liberalleri suçladı.
- The Liberals blamed the Conservatives, and the Conservatives blamed the Liberals.
Tom oldukça liberal, değil mi?
- Tom is quite liberal, isn't he?