Paris, özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.
- Paris did her best to defend her liberties.
O, özgürlükçü bir terbiye aldı.
- He's had a liberal upbringing.
Hayır, kesinlikle hatalısın. Tom radikal değil muhafazakardır. Sadece liberalizmden nefret ediyor.
- No, you are absolutely wrong. Tom is not radical but conservative. He just hates liberalism.
Ben liberalizmin hayranım.
- I'm a fan of liberalism.
Genç insanların özgürlükçü görüşünü al.
- Take a liberal view of young people.
Senatör Kerry bir özgürlükçü olarak kabul edildi.
- Senator Kerry was considered a liberal.
O parası ile cömerttir ve bir sürü hediyeler alır.
- He is liberal with his money and buys a lot of presents.
Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak.
- It will be four years before the definite result of beef liberalization emerges.
women's lib.
She ad libbed the rest of the scene.
I watched Jeb Bush as his brother spoke. He paid attention, grinned and laughed, even ad-libbed when called upon.
... OK, well, then we can ad lib it. ...