O, beni daha fazla sorumluluktan kurtarıyor.
- That absolves me from further responsibility.
Taro güçlü bir sorumluluk duygusuna sahiptir.
- Taro has a strong sense of responsibility.
Arkadaşlarının sorumluluğunu üstüne aldı.
- He will take on the responsibility for his friends.
Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi.
- The group claimed responsibility for the bombings.