Her şey için çok teşekkür ederim. O unutmasın diye onu yazdı.
- Thank you very much for everything. He wrote it down lest he should forget it.
Başkalarını rahatsız etmemek için sessizce çalışın.
- Work quietly lest you disturb others.
Belki yağmur yağar diye şemsiyemi aldım.
- I took my umbrella lest it rain.
O, tren kaçırabilir diye endişeliydi.
- She was anxious lest she might miss the train.
Nasıl göründüğünü unutmayayım diye lütfen bana bir fotoğrafını ver.
- Please give me your picture lest I forget how you look.
Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- This ship is not fit for an ocean voyage.
Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
- I like to play sport for fun not for competition.
Penisiline alerjim yok.
- I am not allergic to penicillin.
Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur.
- There is nothing concealed that will not be revealed.
Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
- Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
Neyin doğru olmadığını asla söylemem.
- I never say what is not true.
Katiyen yapmayacaksın.
- You'll do nothing of the kind.
Tüm gün katiyen bir şey yemedim.
- I ate absolutely nothing the whole day.
He won't go outside, lest he be eaten by those ravenous eagles.