Bu kitabı okumak için zamanım yok.
- Ich habe keine Zeit, dieses Buch zu lesen.
Kitap okumak için zamanım yok.
- Ich habe keine Zeit, Bücher zu lesen.
Bu kitap okumaya değer.
- Dieses Buch ist lesenswert.
Onunla işiniz bittiğinde gazeteyi benim okumam için bırakın lütfen.
- Lassen Sie mich bitte die Zeitung lesen, wenn Sie damit fertig sind.
Onu bir kez daha okuyun, lütfen.
- Lesen Sie es bitte nochmal.
Çiçeklikten çiçek toplamaya gitmeyin yoksa yakalanacaksınız.
- Don't go picking the flowers in the flower bed, or else you'll be caught.
Bir çocukken dedemin bahçesinde şeftali toplamayı severdim.
- As a child, I loved picking peaches in my grandfather's garden.
Sanırım bu kitap okumaya değer.
- I think this book is worth reading.
Bu kitap iki kez okumaya değer.
- This book is worth reading twice.
Diğer bazı kitapları okumaya çalışmayı planlıyorum.
- I plan to try reading some other books.