Bilgisayar kadınların sol tarafına yerleştirildi.
- The computer is placed to the left of the women.
Gardırop kapının solunda duruyordu.
- The wardrobe stood to the left of the door.
Solcu komünizm, infantil bir bozukluktur.
- Left-wing communism is an infantile disorder.
Kule sola doğru hafifçe eğildi.
- The tower leaned slightly to the left.
Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.
- The fingerprints left on the weapon match the suspect's.
Süpermarketler şimdi kapalı, bu yüzden buzdolabında kalanlarla yetinmek zorunda kalacağız.
- The supermarkets are now closed, so we'll have to make do with what is left in the refrigerator.
Lütfen TV setini sola doğru taşı.
- Please move the TV set to the left.
Kule sola doğru hafifçe eğildi.
- The tower leaned slightly to the left.
Sola dönerseniz, restoranı sağ tarafınızda bulursunuz.
- Turning to the left, you will find the restaurant on your right.
Sola dönerseniz, postaneyi bulursunuz.
- Turning to the left, you will find the post office.
Soldaki figür resmin bütünlüğünü bozuyor.
- The figure on the left spoils the unity of the painting.
Soldaki dolabı aç. Şişeler orada.
- Open the cupboard on the left. The bottles are there.
Amerikan arabalarının direksiyon simitleri sol taraftadır.
- Steering wheels of American cars are on the left side.
Amerikan araçlarda direksiyon sol taraftadır.
- The steering wheels on American cars are on the left side.
Ben sol elimle yazmaya çalıştım.
- I tried to write with my left hand.
Sol elinizi kaldırın.
- Raise your left hand.
Japonya'da araba sürdüğünüzde soldan gitmeyi unutmayın.
- When you drive in Japan, remember to keep to the left.
Senin odan soldan birinci.
- Your room is the first one on the left.
Yemek artıklarıyla köpeğimi besledim.
- I fed the leftovers to my dog.
Dan yemek artıklarını yedi.
- Dan ate the leftovers.
Sadece bir süre yalnız kalmak istiyorum.
- I just want to be left alone for a while.
O sadece yalnız kalmak istiyor.
- She just wants to be left alone.
The political left is not holding enough power.
There are only three cups of juice left.
We were not left go to the beach after school except on a weekend.
Turn left at the corner.
The car turned to the left.
- The car made a turn to the left.
It's there to the left.
- It is there to the left.