leaving for

listen to the pronunciation of leaving for
Английский Язык - Турецкий язык
için ayrılıyorum
leaving
{i} ayrılma

Tom erken ayrılması için gayet iyi bir nedeni vardı. - Tom had a perfectly good reason for leaving early.

Tom genellikle sabahları evden ayrılmadan önce hava raporunu izler. - Tom usually watches the weather report in the morning before leaving home.

leaving
(Bilgisayar) çıkılıyor
leaving
{i} artık
leaving
{f} ayrıl

Ne zaman ayrılıyorsunuz? - When are you leaving?

Yakında ayrılıyor olacağız. - We'll soon be leaving.

leaving
terkederek
leaving
bırakıp
leave for
He has left for India. Hindistan'a hareket etti
leaving
{i} bırakma

Tom Mary'yi yalnız bırakma fikrinden nefret etti fakat işe gitmek zorundaydı. - Tom hated the idea of leaving Mary alone, but he had to go to work.

Son defa fincanı baş aşağı bırakma fikri neydi? - What was the idea of leaving the cup upside down last time?

leaving
{i} terketme

Tom'un şu ana kadar karısını terketmeyi düşündüğünden şüpheliyim. - I doubt that Tom would ever consider leaving his wife.

Yağmur çiselemeye başladığında, evi terketmek üzereydim. - I was on the point of leaving home when a light rain started to fall.

Английский Язык - Английский Язык

Определение leaving for в Английский Язык Английский Язык словарь

leaving
Present participle of leave
leaving
{i} act of leaving; something which is left; remainder, residue
leaving
act of departing
leaving for

    Расстановка переносов

    lea·ving for

    Турецкое произношение

    livîng fôr

    Произношение

    /ˈlēvəɴɢ ˈfôr/ /ˈliːvɪŋ ˈfɔːr/
Избранное