Sami, Leyla'nın adresini sızdırmakla tehdit etti.
- Sami threatened to leak Layla's address.
Çatıda bir sızıntı var.
- There's a leak in the roof.
komşu ülke için bilgi sızıntılarıyla yüklüdür,polis.
- The police charged him with leaking information to a neighboring country.
Kupada bir çatlak var bu yüzden içindekiler sızıyor.
- There's a crack in the cup so the contents are leaking.
Fincanda çatlaklar vardı bu nedenle içecek dışarı sızdı.
- There were cracks in the cup so the drink leaked out.
Tom sızdıran musluğu tamir etti.
- Tom fixed the leaky faucet.
Her yağmur yağdığında çatı sızdırır.
- Every time it rains, the roof leaks.
Çatıda bir sızıntı var.
- There's a leak in the roof.
Çatıda bir sızıntı var.
- There is a leak in the roof.
Kaçak derhal durdurulmalı.
- The leak needs to be stopped immediately.
The faucet has been leaking since last month.
Someone must have leaked it to our competitors that the new product will be out soon.