O Japonya'da iş liderlerinden biridir.
- He is one of the business leaders in Japan.
Ülkenin liderlerinin hiçbir seçeneğim yoktu.
- The nation's leaders had no choice.
Bu ülkeyi yine çok iyi yapmak için ileri görüşlü bir öndere ihtiyacımız var.
- We need a forward-looking leader to make this country great again.
Cumhuriyetçi Parti liderleri Devlet Başkanı Hayes'i eleştirdiler.
- Republican Party leaders criticized President Hayes.
Partinin lideri ünlü bir bilim adamıdır.
- The leader of the party is a famous scientist.
Cumhuriyetçi Parti liderleri Başkan Hayes'i eleştirdi.
- Republican Party leaders criticized President Hayes.
Eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson Brexit için kampanyanın lideriydi.
- Former London mayor Boris Johnson was the leader of the campaign for Brexit.
Cumhuriyetçi Parti liderleri Başkan Hayes'i eleştirdi.
- Republican Party leaders criticized President Hayes.
Eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson Brexit için kampanyanın lideriydi.
- Former London mayor Boris Johnson was the leader of the campaign for Brexit.
Front-bench opposition: the role of the Leader of the Opposition, the Shadow Cabinet and Shadow Government in British politics, Robert Malcolm Punnett, Heinemann, 1973.
The company is the leader in home remodeling in the county.
Senate Majority Leader.
We elected her team leader.
... if Iran's leaders do not see this opportunity then I will be the first ...
... make sure that the leaders of the world ...