Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti.
- Tom's time behind bars is over.
Saldırıların ardındaki kimdi?
- Who was behind the attacks?
Tom koltuğunda geriye doğru yaslandı ve ellerini başının arkasına koydu.
- Tom leaned back in his chair and put his hands behind his head.
Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.
- Chris risks falling behind in the science class.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.
- They decided to leave extra food behind.
Önce Mary yürüdü, ve Tom arkada geldi.
- Mary walked first, and Tom came behind.
Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
- I heard someone call my name from behind.
Arkadan saldırıya uğradık.
- We were attacked from behind.
Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
- I heard someone call my name from behind.
Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
- I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.
Otobüs tarifenin gerisindeydi.
- The bus was behind schedule.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
- Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Bahçe evin arkasında.
- The garden is behind the house.
Otobüs on dakika geç kaldı.
- The bus arrived ten minutes behind time.
Tren bugün on dakika geç kaldı.
- The train is ten minutes behind today.
Saat on dakika geri kalmış.
- The clock is ten minutes behind.
Güneş bulutların ardından çıktı.
- The sun came out from behind the clouds.
Güneş bulutların ardından çıktı bile.
- Even the sun popped out from behind the clouds.