Could you check the tires?
- Lastikleri kontrol eder misin?
He put air in his tires.
- Onun lastiklerine hava bastı.
Are these studless tyres?
- Bunlar çivisiz lastikler mi?
We saw that a nail was stuck in the tyre.
- Lastikte bir çivi sıkıştığını gördük.
Tom put on his rubber gloves.
- Tom lastik eldivenlerini taktı.
I never thought this rubber band would come in handy when I put it in my pocket this morning.
- Sabah onu cebime koyduğumda bu lastik şeridin işe yarayacağını hiç düşünmemiştim.
Tom was beaten to death with a tire iron.
- Tom lastik bir demirle ölümüne dövüldü.
I found the track of the tire.
- Lastik parçasını buldum.
A rubber ball bounces because it is elastic.
- Elastik olduğu için lastik bir top seker.
Tom gave me a nice set of aluminum wheels, but he kept the tires.
- Tom bana güzel bir alimünyum jant seti verdi ama o lastikleri sakladı.
I never thought this rubber band would come in handy when I put it in my pocket this morning.
- Sabah onu cebime koyduğumda bu lastik şeridin işe yarayacağını hiç düşünmemiştim.
I never thought this rubber band would come in handy when I put it in my pocket this morning.
- Bu sabah cebime koyduğumda bu lastik bandın işe yarayacağını asla düşünmedim.
When a tire loses its tread, it's time to buy a new one.
- Bir lastik sırtını kaybederse, yeni bir tane alma zamanıdır.