Uzun zamandır seni bekliyordum.
- Ich habe lange auf dich gewartet.
Bu, uzun zamandır duyduğum en iyi haber.
- Das sind die besten Neuigkeiten, die ich seit langem gehört habe.
Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun.
- This survey is too long to finish quickly.
O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.
- He began by saying that he would not speak very long.
Ben, o filmi uzun zaman önce izledim.
- I have seen that film long ago.
Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.
- It's been a long time since I visited my grandmother.
Uzun zamandır oraya gitmek istemektesin, değil mi?
- You have wanted to go there for a long time, haven't you?
Tom uzun zamandır iyi bir ev yemeği yemediğini söyledi.
- Tom said he hadn't had a good home-cooked meal for a long time.
Bunu epeydir yapmak istiyordum.
- I've been wanting to do that for a long time.
Bunu çoktandır yapmak istiyorum.
- I've been wanting to do that for a long time.
Bunu çoktandır yapmak istiyorum.
- I've been wanting to do that for a long time.
Yollarını kaybettiler, yoksa çoktan varmış olurlardı.
- They lost their way; otherwise, they would have arrived long ago.
Uzun zamandır oraya gitmek istemektesin, değil mi?
- You have wanted to go there for a long time, haven't you?
He kept me waiting for a long time.
- Er hat mich lange warten lassen.
She took a long time to choose her hat.
- Sie brauchte lange, um sich einen Hut auszusuchen.
For the sake of completeness, let us mention that the ring R - considered as a module over itself - has submodules of arbitrarily large finite length.
- Der Vollständigkeit halber wollen wir erwähnen, dass der Ring R - als Modul über sich selbst betrachtet - Untermoduln von beliebig großer endlicher Länge besitzt.
The length of this ship is 30 meters.
- Die Länge dieses Schiffs beträgt 30 Meter.