Tom helikopterini çatıya indirdi.
- Tom landed his helicopter on the roof.
Uçak Narita Havalimanı'na indi.
- The airplane landed at Narita Airport.
Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.
- About one third of the earth's surface is land.
Toprak reformunu tartıştılar ama asla uygulayamadılar.
- They debated land reform but never carried it out.
George arsa satın alırken kandırıldı.
- George was tricked into buying the land.
Tom bir zamanlar bu arsaya sahipti.
- Tom once owned this piece of land.
Karalar ve sular Dünya'nın yüzeyini oluşturur.
- Land and water make up the earth's surface.
Filler, dünyanın en büyük kara hayvanlarıdır.
- Elephants are the world's largest land animals.
O bütün arazisini sattı.
- He sold all his land.
O çok fazla arazi tutuyor.
- He holds a lot of land.
Bir uçağı bu adaya indirmek mümkün mü?
- Is it possible to land a plane on this island?
Tom memlekette küçük bir araziye sahiptir.
- Tom owns a small piece of land in the country.
İtalya güzel bir memlekettir.
- Italy is a beautiful land.
Ne zaman karaya çıkacağız?
- When are we going to land?
Tom büyük bir alabalığı tutup karaya çıkardı.
- Tom landed a big trout.
Bu ülke onun için mücadele edecek çok sayıda kahraman olduğu için özgürlerin ülkesi olarak kalmaya devam edecektir.
- This country remains the land of the free because there are so many brave to fight for it.
Yerleşimciler ülkelerinden kovuldular.
- Settlers were forced off their land.
Peyzaj çakmak taşı kadar soğuk ve keskin.
- The landscape was cold and sharp as flint.
Uzay gemisi mükemmel bir iniş yaptı.
- The spaceship made a perfect landing.
Uçak güvenli bir iniş yaptı.
- The airplane made a safe landing.
Sami acil iniş yapmak zorunda kaldı.
- Sami was forced to make an emergency landing.
Tom ve Mary önümüzdeki ay gelincikler diyarına seyahat etmeyi planlıyorlar.
- Tom and Mary are planning to travel to the land of stoats next month.
Körler diyarında, tek gözlü adam kraldır.
- In the land of the blind, the one-eyed man is king.
Kartal yere inmek üzere.
- The eagle is about to land.
Biz inmek için çaresizce bir yer arıyoruz.
- We're looking desperately for a place to land.
Philae'nin iniş alanına Agilkia adı verildi.
- Philae's landing site was named Agilkia.
Aile arazisinin geniş alanını çocuklar arasında eşit olarak böleceğiz.
- We will divide the large area of family land equally between our children.
Arazi çok fazlaya mal olmadı.
- The land did not cost much.
O çok fazla arazi tutuyor.
- He holds a lot of land.
Sami acil iniş yapmak zorunda kaldı.
- Sami was forced to make an emergency landing.
Emlak piyasasının sönmesi nedeniyle Tokyo'daki ev sahipleri panik içindedirler.
- Tokyo landlords are in a panic because the real estate market went soft.
He finally landed a new job.
landed gentry.
10. You will be civil and attentive to passengers, giving proper assistance to ladies and children getting in or out, and never start the car before passengers are fairly received or landed.
He got an awful land when the police arrived.
Use the net to land the fish.
The plane is about to land.
... But like the first rocket came in and landed maybe ...