Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- He has written lots of books about his experience abroad.
Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
- Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
Biz piknikte çok eğlendik.
- We had lots of fun at the picnic.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Onlardan bir sürü şey vardı.
- There were lots of them.
Henüz sana söylemediğim bir sürü şey var.
- There are lots of things I haven't told you yet.