Başlangıçta stajyerler bu şirkette sakardılar.
- At first, the trainees were awkward in his company.
Fok balıkları karada sakar ve gariptir, ancak suda çok zariftir.
- Seals are clumsy and awkward on land, but very graceful in the water.
O beceriksizce önümde eğildi.
- She bent awkwardly in front of me.
Tom biraz beceriksiz görünüyor.
- Tom looks a little awkward.
Onlar uygunsuz bir zamanda geldiler.
- They arrived at an awkward time.
Kız uygunsuz bir selamlama yaptı.
- The girl made an awkward bow.
Things get very awkward whenever 60-year old men use cheesy pick-up lines on me.