O, kendi hayatı hakkında güçsüz hissediyor.
- He feels powerless about his own life.
Tom kendini tamamen güçsüz hissetti.
- Tom felt completely powerless.
Bugün biraz güçsüz hissediyorum.
- I feel a little weak today.
O, hastalığından sonra hâlâ güçsüzdü.
- She was still weak after her illness.
Kahvemi hafif severim.
- I like my coffee weak.
Kahvemi hafif istiyorum.
- I'd like my coffee weak.
Çok aciz hissetmekten hoşlanmıyorum.
- I don't like feeling so powerless.