Mary and Jane are cousins.
- Mary ve Jane kuzenlerdir.
Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.
- Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var.
Tom and his cousin went into business together.
- Tom ve kuzeni birlikte işe gitti.
George has two cousins; one lives in Germany and the other in Switzerland.
- George'un iki kuzeni var; biri Almanya'da ve diğeri İsviçre'de yaşıyor.
I play a lot with my cousins, nieces and nephews.
- Kuzenlerim, kız yeğenlerim ve erkek yeğenlerimle çok oynuyorum.
Tom is Mary's first cousin.
- Tom Mary'nin ilk kuzenidir
First cousins are too close for marriage.
- İlk kuzenler evlilik için çok yakındırlar.