The ball was on the line but the umpire ruled it out.
I have a stalker, my life is on the line! - Gabrielle, from Desperate Housewives Season 3 episode 13.
I have John on the line for you.
The International Sun-Earth Explorer 3 (ISEE-3) spacecraft made the first ever direct cometary measurements on September 11, 1985 as it flew through the tail of Comet Giacobini-Zinner.
- Uluslararası Sun-Earth Explorer 3 uzay gemisi kuyruklu yıldız Giacobini-Zinner'in kuyruğu boyunca uçarken 11 Eylül 1985'te ilk doğrudan kuyruklu yıldız ölçümleri yaptı.
The male peacock has colorful tail feathers.
- Erkek tavus kuşunun renkli kuyruk tüyleri vardır.
I don't like waiting in queues.
- Kuyrukta beklemekten hoşlanmıyorum.
There was not a long queue at the bus stop.
- Otobüs durağında uzun bir kuyruk yoktu.
Tom stood in line for an hour.
- Tom bir saat kuyrukta bekledi.
Tom is the last person in line.
- Tom kuyruktaki son kişi.