kurut

listen to the pronunciation of kurut
Турецкий язык - Английский Язык
any dried, dairy product (especially dried yogurt)
{f} dried

He dried his wet clothes by the fire. - Ateşin yanında ıslak elbiselerini kuruttu.

Raisins are dried grapes. - Kuru üzüm kurutulmuş üzümdür.

{f} drying

You were drying clothes. - Sen elbiseleri kurutuyordun.

Tom applied a drying agent to his weeping wound. - Tom iltihaplı yarasına bir kurutucu ajan uyguladı.

{f} dry

Did you bring a hair dryer? - Bir saç kurutma makinesi getirdin mi?

I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock. - Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.

dessicate
desiccate
make dry
{f} desiccated
Турецкий язык - Турецкий язык
kurut
Избранное