This is as heavy as lead.
- Bu kurşun kadar ağır.
No man can know them, no hunter can shoot them, with powder and lead - Thoughts are free!
- Hiçbir insan onları bilemez, hiçbir avcı barut ve kurşunla onları vuramaz. - Düşünceler özgürdür!
They decided to leave the bullet where it was.
- Onlar kurşunu olduğu yerde bırakmaya karar verdiler.
A doctor tried to remove the bullet from the president's head.
- Bir doktor, başkanın kafasındaki kurşunu çıkarmaya çalıştı.
The public bought it hook, line and sinker, didn't they?
- Halk olta iğnesi, olta ve olta kurşunu aldı, değil mi?
Where's your bulletproof vest?
- Kurşun geçirmez yeleğin nerede?
The president's car is bulletproof.
- Başkanın arabası kurşun geçirmez.
Lead poisoning endangers the health of millions of children around the world.
- Kurşun zehirlenmesi dünya genelinde milyonlarca çocuğun sağlığını tehlikeye atar.
Children are more at risk for lead poisoning.
- Çocuklar kurşun zehirlenmesi için daha fazla risk altındadır.