The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.
- Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.
You don't have to use a dictionary when you read this book.
- Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin.
Harnessing the power of the tides could be very helpful to coastal communities.
- Gelgitin gücünü kullanmak kıyı topluluklarına çok yardımcı olabilir.
Great care has been taken to use only the finest ingredients.
- Sadece en iyi malzemeleri kullanmak için büyük özen gösterilmiştir.
We have to take that chance.
- Biz o fırsatı kullanmak zorundayız.
I wish to exercise my right to remain silent.
- Sessiz kalma hakkımı kullanmak istiyorum.
It is forbidden to smoke.
- Sigara kullanmak yasaktır.
Using the horn at night should be avoided. At night, flash the headlights instead.
- Geceleri korna kullanmaktan kaçınılmalı. Gece onun yerine farları yak.
I never want to drive in Boston again.
- Boston'da bir daha araba kullanmak istemiyorum.
It is a colossally bad idea to drive without a driver's license.
- Ehliyetsiz araba kullanmak, çok kötü bir fikirdir.
Tom doesn't have enough experience to operate a train.
- Tom bir treni kullanmak için yeterli deneyime sahip değildir.
Of course, a license is needed to operate a crane.
- Elbette, vinç kullanmak için bir lisans gerekli.
Compared with the old model, this is far easier to handle.
- Eski modelle karşılaştırıldığında bunu kullanmak çok daha kolaydır.
It is dangerous to ride a motorbike without a helmet.
- Kasksız motosiklet kullanmak tehlikelidir.
I must use this bike.
- Bu bisikleti kullanmalıyım.
At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
- Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
Are you old enough to vote?
- Oy kullanmak için yeterince yaşlı mısın?
Tom said Mary was too young to vote.
- Tom, Mary'nin oy kullanmak için çok genç olduğunu söyledi.
I don't like to drive.
- Araba kullanmaktan hoşlanmıyorum.
Tom is still too young to drive.
- Tom araba kullanmak için hala çok genç.
You should try to form the habit of using your dictionaries.
- Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.
By using Tatoeba one learns languages.
- Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.
He made good progress in handling this machine.
- O, bu makineyi kullanmada iyi ilerleme kaydetti.
She is used to handling this machine.
- O, bu makineyi kullanmaya alışıktır.
I told them to wear sunblock.
- Onlara güneş kremi kullanmalarını söyledim.
I told her to wear sunblock.
- Ona güneş kremi kullanmasını söyledim.
Windows is the most used operating system in the world.
- Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
The gym is used for the ceremony.
- Spor salonu, tören için kullanıldı.
Are you currently registered to vote?
- Şu an oy kullanmak için kayıtlı mısınız?
Are you old enough to vote?
- Oy kullanmak için yeterince yaşlı mısın?
I haven't used this very much.
- Bunu çok kullanmadım.
Tracy had never used chopsticks before then.
- Tracy daha önce yemek çubuklarını hiç kullanmamıştı.
Do you like to drive?
- Araba kullanmayı sever misin?
Men don't drive as well as women.
- Erkekler, kadınlar kadar iyi araba kullanmaz.
Application developers decided to use a functional programming language.
- Uygulama geliştiricileri bir fonksiyonel programlama dili kullanmaya karar verdi.
You'll burn your hands if you don't use a potholder or oven mitts!
- Tutacak ya da fırın eldivenleri kullanmazsan ellerini yakarsın!
Don't use the desk by that window.
- O pencerenin yanındaki masayı kullanmayın.
We have two unused rooms in our house.
- Evimizde kullanmadığımız iki oda var.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
I want you to utilize that object.
- O nesneyi kullanmanı istiyorum.
Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
- Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
- O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now.
- Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.
The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair.
- Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.
You used a condom for birth control, right?
- Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
Na'vi language is used in Avatar.
- Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
- Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
Do you know how to wield an épée?
- Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?
Sami was wielding a knife.
- Sami bir bıçak kullanıyordu.
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
Do you usually use a pick when you play the guitar?
- Gitar çaldığında bir mızrap kullanıyor musun?
In order to use a computer, you must learn to type.
- Bilgisayar kullanmak için yazmayı öğrenmelisin.
However, what's interesting is that whilst there are people whose computer use has become a problem, there are also people who have recovered from illness because of using computers.
- Ancak, bazı insanlar bilgisayar kullanmaktan hasta olurken, bazı insanların bilgisayar kullanarak iyileşmeleri ilginçtir.
I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it.
- Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum.
Is using fingers uncivilized?
- Parmakları kullanmak terbiyesizlik mi?
I wish to exercise my right to remain silent.
- Sessiz kalma hakkımı kullanmak istiyorum.
Everyone should exercise their right to vote.
- Herkesin oy hakkını kullanması gerekir.
Driving a car is really very simple.
- Araba kullanmak gerçekten çok basit.
The policeman arrested him for drunken driving.
- Polis alkollü araç kullanmaktan onu tutukladı.