kullanılmak

listen to the pronunciation of kullanılmak
Турецкий язык - Английский Язык
to be used

A hydrophone is a microphone designed to be used underwater. - Bir hidrofon sualtında kullanılmak üzere tasarlanmış bir mikrofondur.

I don't want to be used. - Kullanılmak istemiyorum.

to be in use
(deyim) get chewed up and spit out
in use

France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea. - Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.

be in use
kullan
{f} using

I've quit using French with you. - Seninle Fransızca kullanmayı bıraktım.

To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses. - Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.

kullan
{f} used

Uranium is used in the production of nuclear power. - Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.

Na'vi language is used in Avatar. - Na'vi dili Avatar'da kullanılır.

piyon olarak kullanılmak
mere figurehead
kullan
{f} exploiting

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

kullan
{f} ply
kullan
utilize

Atomic energy can be utilized for peaceful purposes. - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.

I want you to utilize that object. - O nesneyi kullanmanı istiyorum.

kullan
used to

That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition. - O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.

That's the computer he used to write the article. - O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.

kullan
make use of

The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair. - Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.

Many young people make use of their summer vacation to climb Mt. Fuji. - Birçok genç insan yaz tatilini Fuji Dağına tırmanmak için kullanıyor.

kullan
{f} use

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

Na'vi language is used in Avatar. - Na'vi dili Avatar'da kullanılır.

kullan
{f} exploit

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them. - Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.

kullan
wield

Sami was wielding a knife. - Sami bir bıçak kullanıyordu.

Do you know how to wield an épée? - Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?

kullan
get round
kullan
got round
kullanılma
wear
kullan
(Bilgisayar) play

Mary used her fork to play with the food on her plate. - Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.

Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play. - Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.

için kullanılmak
be served as a
olarak kullanılmak
be served as a
Турецкий язык - Турецкий язык
Kullanma işine konu olmak: "Allık kullanılmakta ise de, dudakları kırmızıya boyamak henüz âdet değil."- R. H. Karay
Kullanma işine konu olmak
kullanılma
Kullanılmak işi
kullanılmak
Избранное