You can see a white tower over there.
- Orada beyaz bir kule görebilirsin.
The cranes tend to make their nests in the bell towers of churches.
- Turnalar yuvalarını kilisenin çan kulelerine yapmaya eğilimliler.
Tom looked at the clock tower.
- Tom saat kulesine baktı.
There's no doubt that the Maiden's Tower is a symbol of Istanbul, Turkey.
- Hiç şüphe yok ki Kız Kulesi İstanbul'un simgelerinden birisidir.
I've never seen the Eiffel Tower of Paris.
- Paris'in Eyfel Kulesini hiç görmedim.
How far away is the Eiffel Tower?
- Eyfel kulesi ne kadar uzakta?
There's no doubt that the Maiden's Tower is a symbol of Istanbul, Turkey.
- Hiç şüphe yok ki Kız Kulesi İstanbul'un simgelerinden birisidir.
The pilot is trying to restore communication with the control tower.
- Pilot, kontrol kulesi ile olan iletişimi onarmaya çalışıyor.
That water tower holds a three-day supply.
- Bu su kulesi üç günlük tedariki tutar.
If you look over there, you can see a defunct water tower.
- Oraya bakarsanız, artık kullanılmayan bir su kulesi görebilirsiniz.
How can you have a belfry without bats?
- Yarasasız çan kulesi olamaz.