kuşatılmış

listen to the pronunciation of kuşatılmış
Турецкий язык - Английский Язык
enclosed
confined
encircled
(Nükleer Bilimler) surrounded

He was surrounded by the crowd. - O kalabalık tarafından kuşatılmıştı.

The house is surrounded by zombies. - Ev zombiler tarafından kuşatılmıştır.

kuşat
beset

The problem was beset with difficulties. - Sorun zorluklarla kuşatıldı.

kuşat
encircle
kuşat
{f} encompassing
kuşat
encompass
kuşat
besiege

In 1683, the Turks besieged Vienne for the second time. - Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattı.

The Greeks besieged Troy for ten years. - Yunanlar on yıl boyunca Truva'yı kuşattı.

kuşat
{f} besetting
kuşat
cordon off
kuşat
{f} besieging
kale hendeği ile kuşatılmış
moated
kuşat
engird
kuşat
surround

The soldiers surrounded the village. - Askerler köyü kuşattı.

We're surrounded by police. - Polis tarafından kuşatıldık.

kuşat
surrounding

They're surrounding us. - Onlar bizi kuşatıyor.

kuşat
cordonoff
Турецкий язык - Турецкий язык
mahfuf
kuşatılmış
Избранное