It's strange that people in hot climate zones eat spicy things like curry.
- Sıcak iklim kuşaklarındaki insanların köri gibi baharatlı şeyler yemeleri garip.
Who's that girl with the red sash?
- O kırmızı kuşaklı kız kim?
The younger generation looks at things differently.
- Daha genç kuşak şeylere farklı şekilde bakar.
There is a generation gap between them.
- Onlar arasında kuşak farkı var.