Tom had a heart attack.
- Tom bir kalp krizi geçirdi.
Tom nearly had a heart attack when he saw Mary standing on the edge of the roof.
- Tom Mary'nin çatının kenarında durduğunu gördüğü zaman neredeyse kalp krizi geçirmişti.
There will be an energy crisis in the near future.
- Yakın gelecekte bir enerji krizi olacak.
Is there any end in sight to the deepening economic crisis?
- Derinleşen ekonomik krizin görünürde bir sonu var mı?
Tom knows what to do when Mary has an epileptic seizure.
- Tom Mary'nin bir epilepsi krizi olduğunda ne yapacağını biliyor.
The Japanese economy is in depression.
- Japon ekonomisi krizde.
The economy is in a slight depression.
- Ekonomi hafif bir krizde.
The UN has played a major role in defusing international crises and preventing conflicts.
- BM, uluslararası krizleri ortadan kaldırmada ve çatışmaları önlemede önemli bir rol oynadı.
Crises do not automatically produce the right recipes against them.
- Krizler kendilerine karşı doğru tarifleri otomatik olarak üretmez.
The stock market is in a prolonged slump.
- Menkul kıymetler borsası sürüp giden bir ekonomik kriz içindedir.
Tom nearly had a heart attack when he saw Mary standing on the edge of the roof.
- Tom Mary'nin çatının kenarında durduğunu gördüğü zaman neredeyse kalp krizi geçirmişti.
Tom had a heart attack.
- Tom bir kalp krizi geçirdi.