Çok parlak bir kravat taktı.
- He wore a very loud necktie.
O bana tamamen zevkime uygun bir kravat verdi.
- She gave me a necktie which was completely to my liking.
Ben çok iyi bir fiyonk bağlayamam.
- I can't tie a very good knot.
O, vahşi köpeğin bağlı tutulmasını istedi.
- He demanded that the savage dog be kept tied up.