He lived on crackers and water for three days.
- Üç gün boyunca kraker ve suyla yaşadı.
I thought we had eaten everything in the house, but I found another box of crackers.
- Evdeki her şeyi yediğimizi düşünmüştüm, fakat bir kutu kraker daha buldum.
Do you like pretzels?
- Tuzlu kraker sever misin?
A typical Bavarian breakfast consists of white sausage, wheat beer and pretzels.
- Tipik Bavyera kahvaltısı beyaz sosis, buğday birası ve tuzlu krakerden oluşmaktadır.
Do you want a pretzel?
- Kıvrık çubuk kraker istiyor musun?