She wore a dark blue scarf.
- O koyu mavi bir eşarp taktı.
He had dark brown hair.
- Koyu kahverengi saçları vardı.
Sunspots appear darker than their surroundings because they are a few thousand degrees cooler.
- Güneş lekeleri birkaç bin derece daha serin olduğu için çevrelerinden daha koyu görünür.
The darker the mane of a lion is, the more attractive to females it is.
- Bir aslanın yelesi daha koyu olsa dişileri için daha çekici olur.
She wears heavy makeup.
- O, koyu makyaj yapar.
All verbs are indicated in bold text.
- Tüm fiiller koyu metinde gösterilir.
I love thick, creamy mushroom soup.
- Koyu, kremalı mantar çorbası severim.
Her thick makeup is disgusting.
- Onun koyu makyajı iğrençtir.
Her eyes, a deep blue, were quite impressive.
- Onun koyu mavi gözleri oldukça etkileyiciydi.
Cheese is a solid food made from the milk of cows, goats, sheep, and other mammals.
- Peynir, inek, keçi, koyun, ve diğer memelilerin sütlerinden yapılan bir katı gıdadır.
I'll take my coffee black.
- Kahvemi koyu alacağım.
Tom always dresses in black or some other dark color.
- Tom her zaman siyah giyer ya da bir diğer koyu renk.
Tom always drinks his coffee strong.
- Tom her zaman kahvesini koyu içer.
This coffee is too strong for me.
- Bu kahve benim için çok koyu.