kov

listen to the pronunciation of kov
Турецкий язык - Английский Язык
{f} expelled

He was expelled from school for fighting. - Kavga ettiği için okuldan kovuldu.

She was expelled from the summer camp because she kissed her friend. - O, arkadaşını öptüğü için yaz kampından kovuldu.

gossip

The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door. - Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.

kick out
{f} expelling

The government is expelling illegal aliens as part of a crackdown. - Hükümet yasadışı yabancıları yasaklamanın bir parçası olarak kovuyor.

drive out
fend off
expel

I've been expelled from school. - Ben okuldan kovuldum.

We were expelled from school for fighting. - Kavga nedeniyle okuldan kovulduk.

dismiss

It is strange for him to be dismissed. - Onun kovulması garip.

He dismissed most of his men. - O erkeklerin çoğunu işten kovdu.

dismissed

The police dismissed the people. - Polisler insanları kovdu.

He dismissed most of his men. - O erkeklerin çoğunu işten kovdu.

drive away
driveout
tag

There are a bunch of kids playing tag on the playground. - Oyun alanında kovalamaca oynayan bir grup çocuk var.

My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it! - Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.

driveaway
kov etmek
to gossip about (someone), run (someone) down
Турецкий язык - Турецкий язык
kov
Избранное