Düzeltici lenslere ihtiyacım var.
- I need corrective lenses.
Biz düzeltici önlemleri uygulamalıyız.
- We must apply corrective measures.
Test kağıtlarını düzeltmekle meşgul.
- He is busy correcting test papers.
Bu metni neden düzeltiyorsunuz?
- Why are you correcting this text?
Öğretmenler öğrencilerinin kağıtlarındaki aynı hataları tekrar tekrar düzeltmekten yorgun olmalılar.
- Teachers must be tired of correcting the same mistakes over and over again in their students' papers.
Yanlışlarımı düzeltmekten vazgeçmeni istemiyorum.
- I don't want you to quit correcting my mistakes.