koro, koro

listen to the pronunciation of koro, koro
Английский Язык - Турецкий язык

Определение koro, koro в Английский Язык Турецкий язык словарь

koro syndrome
(Pisikoloji, Ruhbilim) koro sendromu
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение koro, koro в Турецкий язык Турецкий язык словарь

koro
Tek veya çok sesli olarak yazılmış bir müzik eserini uygulamak için bir araya gelen topluluk: "Her halk evinde müzik öğretmenlerinin kurduğu korolar vardı."- N. Cumalı
koro
Bir müzik yapıtını seslendirmek için bir araya gelmiş topluluk
koro
Böyle bir topluluğun söylediği söz veya şarkı
koro
Tek veya çok sesli olarak yazılmış bir müzik eserini uygulamak için bir araya gelen topluluk
Английский Язык - Английский Язык

Определение koro, koro в Английский Язык Английский Язык словарь

Koro
an unwritten Tibeto-Burman language spoken in the East Kameng district
koro
A delusional syndrome found in Malay and southern Chinese populations, characterized by a belief that the subject's penis will retract into the abdomen and cause death
koro
A delusional syndrome found in Malay and southern Chinese populations, characterized by a belief that the subjects penis will retract into the abdomen and cause death
Турецкий язык - Английский Язык
choir, chorus
koro
choir

Tom sings in a church choir. - Tom bir kilise korosunda şarkı söyler.

Mary sings in the church choir. - Mary kilise korosunda şarkı söylüyor.

koro
chorus

The party ended up with a chorus. - Parti bir koro ile sona erdi.

I did not listen to the chorus of that song. - O şarkının korosunu dinlemedim.

koro şefi
conductor

He has good credentials as a conductor. - Bir koro şefi olarak iyi referansları vardı.

Tom is a world-famous conductor. - Tom dünyaca ünlü bir koro şefidir.

karma koro
(Muzik) mixed
karma koro
(Muzik) full chorus
koro
audition

You have to audition to join the choir. - Koroya katılabilmeniz için seçmelere girmeniz gerekiyor.

koro
glee club

Are you going to join the glee club? - Koroya katılacak mısın?

koro
(Tıp) coro

I've got a bad heart: coronary artery disease. - Benim kötü bir kalbim var. Koroner arter hastalığı.

koro
(Muzik) chor

We sang songs in chorus. - Koroda şarkı söyledik.

Tom sang with a men's chorus for many years. - Tom uzun yıllar boyunca bir erkek korosunda şarkı söyledi.

koro halinde
in unison
koro sesçisi
(Muzik) chorist
koro topluluğu
(Muzik) chorus
koro üslubunda
(Muzik) chorally
koro
choral
koro
choral society
koro
choric
koro
chorus, choir
koro ekibi
chorus
koro eşliğinde dini tören
choral service
koro gibi
choric
koro halinde
(speaking) in unison
koro halinde söylemek
chorus
koro halinde söylenilen bölüm
chorus
koro ile cemaat arasındaki bölme
rood screen
koro ile cemaat arasındaki kemer
rood arch
koro ile ilgili
choric
koro için yazılmış
choral
koro kemer
chancel arch
koro provası
choir practice
koro sendromu
(Pisikoloji, Ruhbilim) koro syndrome
koro topluluğu
choral society
koro yeri
choir stalls
koro yeri
choir
koro yok
(Bilgisayar) no chorus
koro yönetkeni
(Muzik) choirmaster
koro yönetkenine ait
(Muzik) choragic
koro yönetmeni
choirmaster
koro üyesi
chorister
koro şarkıcısı
(Muzik) chorister
koro şefi
coryphaeus
koro şefi
chorister
koro şefi
cantor
koro şefi
director
sekiz kişilik koro
octette
sekiz kişilik koro
octet
koro, koro
Избранное