The last house was Tom's residence.
- Son ev Tom'un konutuydu.
They live in a council house.
- Onlar bir sosyal konutta yaşıyorlar.
The severe housing shortage is partly to blame for the inflated rents.
- Yükselmiş kiralar için kısmen şiddetli konut sıkıntısı suçlanacaktır.
The housing situation shows no hope of improvement.
- Konut durumu gelişme umudu göstermiyor.
The town was zoned for factories and residences.
- Kasaba fabrikalar ve konutlar için ayrıldı.
The last house was Tom's residence.
- Son ev Tom'un konutuydu.
I'm alone in my quarters.
- Ben konutumda yalnızım.
I want to stay in my quarters.
- Ben konutumda kalmak istiyorum.
This carpet is designed for residential use.
- Bu halı konut kullanımı için tasarlanmıştır.
This part of town is mainly residential.
- Şehrin bu bölümü ağırlıklı olarak konut.