The car is equipped with digitally controlled air conditioning.
- Araba dijital kontrollü klima ile donatılmıştır.
The concrete layer of the nuclear reactor's shielding will be destroyed using controlled explosions.
- Nükleer reaktörün koruyucu somut tabakası kontrollü patlamalar kullanılarak imha edilecek.
Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
- Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
What time do you start check-in?
- Bagaj kontrolüne ne zaman başlarsınız?
You used a condom for birth control, right?
- Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
- Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
Tom got a grip on his emotions.
- Tom duygularını kontrol altına aldı.
How are you at controlling your temper?
- Öfkeni nasıl kontrol ediyorsun?
The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak.
- Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.
The riot got out of hand.
- İsyan kontrolden çıktı.
The group of noisy boys was getting out of hand.
- Gürültülü cocuklar kontrolden cıkıyordu.
Korea received an inspection from the International Atomic Energy Agency.
- Kore, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından kontrol edilmiştir.
I'm checking options.
- Seçenekleri kontrol ediyorum.
Tom is checking ID's.
- Tom kimlikleri kontrol ediyor.
The pilot is trying to restore communication with the control tower.
- Pilot, kontrol kulesi ile olan iletişimi onarmaya çalışıyor.
The pilot was having trouble controlling the aircraft.
- Pilot, uçağı kontrol ederken zorluk yaşadı.
The puppets are controlled by wires.
- Kuklalar teller tarafından kontrol edilir.