Sami spent her life controlling million-dollar deals.
- Sami hayatını milyon dolarlık anlaşmaları kontrol ederek geçirdi.
Try to check the flow of water by turning the valve.
- Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.
He checked that all the doors were safely shut.
- Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.
Tom wants you to check it out.
- Tom bunu kontrol etmeni istiyor.
I want to check it out.
- Bunu kontrol etmek istiyorum.
You must control yourself.
- Kendinizi kontrol etmelisiniz.
Try to control yourselves.
- Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
I have trouble controlling my anger.
- Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.
I have trouble controlling my emotions.
- Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.
Aliens controlled Earth's progress in secret.
- Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.
Tom wanted to hit Mary, but he controlled himself.
- Tom Mary'ye vurmak istedi ama kendini kontrol etti.
He checked that all the doors were safely shut.
- Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.
The defenders checked the onslaught by the attackers.
- Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.