I had an interesting conversation with my neighbor.
- Komşumla ilginç bir sohbet yaptım.
I had an interesting conversation with my neighbor.
- Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
They set fire to their neighbour's house in revenge.
- Onlar intikam için komşularının evini ateşe verdi.
He's my neighbour, but I don't know him that well.
- O benim komşum ama onu iyi tanımıyorum.
My home town is adjacent to the ocean.
- Memleketim okyanusa komşu.
France is adjacent to Spain.
- Fransa, İspanya ile komşudur.
The police charged him with leaking information to a neighboring country.
- komşu ülke için bilgi sızıntılarıyla yüklüdür,polis.
We must promote commerce with neighboring countries.
- Komşu ülkelerle ticareti desteklemeliyiz.
At the neighbouring table sat a German-speaking couple.
- Komşu masada Almanca konuşan bir çift oturuyordu.
The two neighbouring countries differ from each other in all respects.
- İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.
The Joneses go to the store.
- Komşular mağazaya gidiyor.
Tom married the girl next door.
- Tom kapı komşusu kızla evlendi.
The music coming from next door was loud and annoying.
- Bitişik komşudan gelen müzik yüksek ve rahatsız ediciydi.
The Joneses go to the store.
- Komşular mağazaya gidiyor.