maymunlar kötü kokar.
His clothes always smell bad.
- Onun elbiseleri her zaman kötü kokar.
Tom certainly came out of that mess smelling like a rose.
- Tom o karışıklıktan bir gül gibi kokarak çıktı.
Coal, charcoal, coal coke and petroleum coke are used as fuels.
- Kömür, mangal kömürü, kok kömürü ve petrol koku yakıt olarak kullanılmaktadır.
The girl is smelling the flowers.
- Kız çiçekleri kokluyor.
It smelled really good.
- Gerçekten güzel koktu.
His breath reeks of alcohol.
- Onun nefesi alkol kokuyor.
Layla was reeking of alcohol.
- Leyla alkol kokuyordu.
Tom picked a flower and smelled it.
- Tom bir çiçek kopardı ve onu kokladı.
It smelled really good.
- Gerçekten güzel koktu.
Tom certainly came out of that mess smelling like a rose.
- Tom o karışıklıktan bir gül gibi kokarak çıktı.
Tom is smelling the flowers.
- Tom çiçekleri kokluyor.
The instant he opened the door, he smelt something burning.
- O, kapıyı açar açmaz yanan bir şeyin kokusunu aldı.
This is the first time I've ever smelt this perfume.
- Bu, bu parfümü şimdiye kadar ilk koklayışım.
When an organization or state fails, it is the leadership that is the root cause.