My last husband was really stupid.
- Son kocam gerçekten aptaldı.
He proved to be an ideal husband.
- İdeal bir koca olduğunu ispat etti.
The elephant is an enormous creature.
- Fil kocaman bir yaratıktır.
She lives alone in a house of enormous dimensions.
- Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.
A huge monster is coming down the mountain.
- Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
This is the first time I've seen a strawberry this huge.
- Böyle kocaman bir çileği ilk defa görüyorum.
They became man and wife.
- Onlar karı koca oldu.
They pretend to be man and wife.
- Onlar karı kocaymış gibi davranıyorlar.
The universe is a large school.
- Evren kocaman bir okul.
The universe is a large school.
- Kainat kocaman bir okul.
She feared cancer would kill her husband before their great-grandson was born.
- O, onların torun oğlu doğmadan önce kanserin kocasını öldüreceğinden korkuyordu.
Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
- Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
I've got a big week ahead of me.
- Önümde koca bir haftam var.
The cows looked big and docile.
- İnekler kocaman ve uysal görünüyordu.
That's just an old wives' tale.
- O sadece bir kocakarı masalı.
That's an old wives' tale.
- Bu bir kocakarı masalı.
Mary's hubby is chubby.
- Mary'nin kocası tombul.
My hubby and I used to go mountain climbing together.
- Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.
A widow is a woman whose spouse has died.
- Dul kocası ölmüş bir kadındır.