kneipe

listen to the pronunciation of kneipe
Немецкий Язык - Турецкий язык
n {'knaypı} e meyhane
n. e. 'knaypı meyhane
[die] birahane
kneipe , spelunke
pub, lokali
Английский Язык - Турецкий язык

Определение kneipe в Английский Язык Турецкий язык словарь

bar
{i} demir çubuk

Tekstil fabrikasının pencereleri demir çubuklarla donatılmış bu yüzden fabrikada yangın çıktığında işçilerden çoğu öldü. - The textile factory's windows are fitted with iron bars so when a fire broke out inside the factory, most of the workers died.

bar
sırık
bar
bariyer

Bariyerde biletini göster. - Show your ticket at the barrier.

bar
hapsetmek
bar
kalıp

Tom dün üç kalıp sabun aldı. - Tom bought three bars of soap yesterday.

Tom bir kalıp çikolata satın aldı. - Tom bought a bar of chocolate.

bar
ince ışık demeti
bar
demir ya da tahta parmaklık
bar
içki satılan veya içilen yer, bar, meyhane
bar
mahkemede sanık kürsüsü
bar
çubuk, sırık, kol, kol demiri
bar
{i} sürgü

Kapıyı sürgüleyip kilitledik. - We barred the door and locked it.

bar
{f} menetmek
bar
{i} meyhane

İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne? - An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?

bar
{f} saymamak
bar
{i} huk. baro
bar
{i} yargı
bar
{i} parmaklık

Mahkûm iki aydır parmaklıklar arkasındaydı. - The prisoner was behind bars for two months.

Tom parmaklıklar ardında birkaç yıl geçirdi. - Tom spent a few years behind bars.

bar
kol

Sol kolumu zar zor bükebiliyorum. - I can barely bend my left arm.

Ben kollarımı zar zor oynatabiliyorum. - I can barely move my arms.

bar
{f} katmamak
bar
{i} müz. ölçü çizgisi
Немецкий Язык - Английский Язык
saloon
simple restaurant
pub

An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what? - Ein Engländer, ein Belgier und ein Holländer gehen in eine Kneipe und setzen sich an den Tresen. Sagt der Wirt: Moment mal, soll das ein Witz sein?

Have you been to this pub before? - Warst du schon mal in dieser Kneipe?

boozer
public house
bar
Kneipe (studentische Feier)
tableround
Kneipe mit illegalem Alkoholausschank
speakeasy
Kneipe mit illegalem Alkoholausschank
blind pig/tiger
Die Kneipe hat eine große Auswahl an Bieren.
The pub has a wide selection of beers